GEZİ GÜNLÜKLERİ
Gezi Parkı gelişmelerini ilk günden itibaren neredeyse saat saat izledim. Günlerce, haftalarca, bazen eve bile gitmeden olayları gözlemledim. Hergün düzenli günlük tuttum. Ayrıca tüm demeçler, açıklamalar, talimatlar ve emirleri de arşivledim. Tümü gün ve saat sırasına göre yer alıyor bu yazı dizisinde. Bu yazı serisinde okuyacaklarınız günlüklerin ham halidir. Bu günlüklerin düzenlenmesinden ortaya çıkan Bu Daha Başlangıç kitabı da Kırmızı Kedi Yayınevi'nden yayınlandı.
"1 milyon insan toplarım..."
İşte Erdoğan'ın Gezi Parkı'na, evlere, derneklere, STK'lara DKÖ'lere bomba gibi düşen o tarihi konuşmasından satır başları:
"Sistem içinde en az iktidar kadar muhalefet de güçlü, kaliteli, seviyeli olmak zorundadır, En az iktidar kadar çalışmak, proje üretmek durumundadır. Muhalefet iktidarın seviyesine ulaşamazsa, yanına yaklaşamazsa aşırı uçların eline geçer. İktidar nasıl boşluk etmezse muhalefet de boşluk kabul etmez. Ama biz çok büyük boşluk yaşıyoruz. Seçmen oy verdiği partinin kaliteli, seviyeli yönetim istiyor. Toplumda çok ciddi tahrikler yapıldığını görüyoruz."
"76 milyonun tamamına hatırlatmak istiyorum. Türkiye parlamenter sistemin tıkır tıkır işlediği bir ülkedir. Çoğunluğun oyunu alarak iktidara gelen hükümetin dilediğini yapabileceğini iddia etmiyorum. Çoğunluğun azınlığa dayatma yapmasına bugüne kadar kabul etmedik. Bundan sonra da kabul etmeyiz. Türkiye'nin tarihinde çoğunluğun sesine kulak verilmemiştir.Bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam olarak görülmüştür çoğunluk."
"Hükümetin uygulamalarıyla meselesi olanlar hukuk yoluyla şikayetlerini dile getirirler Sandıkta demokratik tepkiler ortaya konulur. Bu işin ölçüsü sandıktır. Sandık dışında netice arayanlar anti demokratik uygulamaların peşindedir. Arkadaşlarını ipe götürenler… Menderes neden idam edildi? Gerekçesi neydi? Aynı şeyi 12 Eylül'de de yaşamadık mı?"
"Bu ülkede herkesin görüşlerini ifade etme hakkı vardı Hukuk çerçevesinde eylem yapma, düşüncelerini söyleme hakkı vardır. Hukuk dışı eylem yapma, yoldan geçenlere zarar verme hakkı yoktu. Türkiye'de gerilimi arttırmaya hiç hakkı yoktur. Politika üretemeyen muhalefetin illegal örgütlerle nasıl görev aldığı defalarca gördük. Herkese sesleniyorum Oynanan oyunu herkesin görmesini istiyorum."
"Gezi parkıyla ilgili bazı eylemler yapılıyor gerekçe ne ? Ağaçlar kesiliyor, Topçu Kışlası yeniden yapılacak, AVM yapılacak. Taksim'de gezi parkında yapılan çalışmanın Topçu Kışlasıyla ilgisi yoktur. Topçu Kışlası'nı yapacağız, gökten inme bir proje değil."
"Biz Kışla projesini gördüğümüzde Taksim'e çok zenginlik katacağını düşündük. Ama burada olay ne Divan Oteli tarafındaki Asker Ocağı Caddesi. Sökülen 5-10 ağaç meselesi değildir. Olay gezi parkından çıkarılarak ideolojiktir. Nedir bu ideoloji? Acaba biz İBB'yi alabilir miyiz?"
"Polis orada dün de vardı, bugün de var yarın da olacak.Taksim meydanı aşırı uçların yaşadığı bir bölge olamaz.. Yarın öbür gün bir şey olsa vatandaş can güvenliğim ne oldu diyecek. Bu AK Partiyle başlayan bir süreç değildir ki. Polis her zaman vardı."
"Güvenlik güçlerimizin biber gazı kullanımındaki yanlışlığı inceleniyor. Burada yanlış var. Ama yeri geldiğinde onun da kullanılması gerekir, onu da göreceğiz."
"AKM'yi dahi biz yıkmalıyız. Yıkıp gururlanabileceğimiz bir proje yapmalıyız, bir opera binası yapmalıyız. Burası önemli bir merkez olmalı. Gelen turistler gururla görmeli. Topçu Kışlası yerinde yapılmalı, mevcut yeşil azami şekilde korunarak, yayalaştırmayı bitirelim herkes rahatça gezsin. Burada böyle bir amaç var. Ama olay başka yerlere çekildi. Birilerine rant sağlanacak deniliyor. Biz sadece bu millete rant sağlamının gayreti içerisindeyiz. Bunların zihniyetine bakarsanız onlar gecekonduda yaşasın. "
"Topçu Kışlası ise kusura bakmasın. Onu yapacağız. Yeşilin daniskasını da yayalaştırma çalıştırmalarında yapacağız. Sen gazetede köşe yazıyorsun diye her şeyi biliyorsun anlamına gelmez. Biz bu işi bilenlerle yapıyoruz. "
"Biz CHP'ye, MHP'ye gençler ölmesin diye çağrı yapıyoruz sesleri çıkmıyor. Ağaçlar kesilecek diye kol kola yürüyorlar."
"Sosyal medyada yalan haberler, iftiralar havada uçuşuyor. Bunları ağaçları sallandıracaksın diyenlere sahip çıkan faşistler olduğunu görüyoruz. Medya kuruluşlarının son derece tehlikeli biçimde yayın yaptığını görüyoruz. Polis görevini gerçekten çok zor şartlar altında yapıyor. Aşırı güç kullanımında bakanlığımıza talimat verdik, gereken yapılacaktır. Evinin manzarası bozulacak diye köprü inşaatına itiraz eden için solcu bir protestoya dönüştürdüğünü gördük."
"Gezi projesinde kısa bir teknik bir bilgi vermek istiyorum; Cumhuriyet Caddesi'nde araçlar yer altına alınarak geçiş sağlanacak. Taksim Meydanı'nda araç görmeyeceğiz, halkımız dolaşacak. Toplu Kışlası yapıldığı zaman giriş katı ister AVM yapılabilir, şehir müzesi yapılabilir. Atılmış bir adım kesin olarak yok, bir imza yok. Cumhuriyet Caddesi'nde mağazalar yok mu, büfeler yok mu. Neden bunlara isyan edilmiyor? Bu olmazsa olmaz değil. Şehir müzesi de yapabiliriz. Bunlar nihai kararlar değil. Binanın tamamı AVM olacakmış falan bunlar gerçek değil. Bizim orada bir otele de ihtiyacımız var. Türkiye büyük oynuyor, güçlü bir milletimiz. Her önüne gelen her ağzı olan konuşuyor."
"Taksim'de esnafa, halka daha fazlası zarar verilmemesini rica ediyorum. GS lisesi önünde toplan İstiklal'de yürü. Orada esnaf yok mu mağaza yok mu? İş yapamazlar korkarlar orada, ticareti de göremezsiniz. Ben samimi duygularla oraya gelen, illegal grupların baskına maruz kalanları onlara uymamaları konusunda uyarıyorum. Bu eylemlerin derhal sona ermesini rica ediyorum."
"CHP Genel Başkanı'na sesleniyorum; Bugün Kadıköy'de miting yapacakmış, yapsın hakkıdır sorun değil. O mitingde eğer tahrik ifadeleri kullanacak olursan unutma ki bu millet size hiçbir zaman affetmeyecek. Olay miting yapmaksa ben kalkarım onun yüz bin topladığı yerde ben 1 milyon insan toplarım."
Fotoğraf: Yalçın Çakır - Taksim, Gezi Parkı 01 Haziran 2013
Miting iptal, Taksim'e...
Bu konuşmanın hemen ardından ilk tepki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan gelmişti. Kadıköy meydanında düzenleyecekleri mitingi iptal etmişlerdi. Miting Taksim meydanında yapılacaktı. Duyar duymaz televizyonu aradım. Flash TV Haber Koordinatörü Süleyman İnce'ye durumu aktardım.
"Kadıköy mitingi iptal. CHP'liler ve Kılıçdaroğlu Taksim'e geliyor."
Çok radikal bir karardı bu. Neler olacaktı nefes nefese Taksim'e doğru koşuyordum. Gürsel Tekin, Süleyman Çelebi ve bir kaç milletvekili Taksim'den İstiklal Caddesi'ne doğru yürüyordu. Çelebi'ye, "Genel başkan geliyormuş doğru mu?" diye sordum. "Evet. hem genel başkan hem de partililer geliyor. Miting iptal" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aynı gün anında yanıt verdi CHP lideri Kılıçdaroğlu'na. İlim Yayma Cemiyeti'nin Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen 59'uncu Genel Kurul Toplantısı'na katıldı. CHP'nin Kadıköy'de bugün yapılacak mitingi iptal etmesi ile ilgili olarak " 'Beşiktaş'ta toplanma kararı verdiler. Taksim'e yürüyeceklermiş' dediler. Bırakın yürüsünler dedim" dedi.
Saatler 15:45'i gösterirken Taksim Meydanı ve çevresindeki polisler bir anda ortadan kayboldu.Bildiğiniz, yok oldular ortadan. Bir anda... Ne sokaklar, ne caddeler, ne meydan ne de Gezi Parkı'nda polis kalmadı. Tüm polisler bir andan yok olmuştu. Ortalıkta ne TOMA vardı, ne polis otosu, ne akrep denilen araçlardan ne de polis otobüsü.
Ağaçlar kesilmesin, AVM yapılmasın diye 6 gündür eylem yapanlar, polis müdahalesiyle deyim yerindeyse ezilip geçilenler Gezi Parkı'na ilerliyordu. İstiklal Caddesi'nde mahşeri bir kalabalık vardı. Manzara bir acayipdi. Normal şartlarda aynı eylem alanında bir arada görmenizin olanaksız olduğu parti, örgüt ve yapıların flamaları, bayrakları, pankart, döviz ve posterleri bir arada sallanıyordu..6 oklar, orak çekiçler, Atatürk posterleri, Türk Bayrakları, Apo'lu afişler, feminizm sembollü tişörtler, anarşizm amblemli flamalar, LGBTİ bayrakları...
Taksim meydanında binlerce kişi toplandı. Üstelik saatler ilerlemesine karşın hala dört bir yandan insanlar akın akın alana geliyordu. CHP'nin iptal edilen Kadıköy mitinginden ayrılanlar Beşiktaş üzerinden Gümüşsuyu yokuşunu tırmanmışlardı. Marşlar eşliğinde Taksim'e giriyorlardı. Harbiye yönünden binlerce kişi llerliyordu Gezi Parkı'na. İstiklal ve Sıraselviler caddelerinde de adım atmak mümkün değildi. Bir ara The Marmara oteli önünde ezileceğimi düşündüm. Aklıma o an bir provakasyon ihtiimali geldi. Korkunç olurdu bu kalabalıkta bir provakasyonun sonu...
Fotoğraf: Yalçın Çakır - Taksim, Gezi Parkı 03 Haziran 2013
Bu Daha Başlangıç
Bu arada Gezi Parkı'nda bulunan konteynırlarda yangın çıktı. Alevlerin ağaçlara sıçrama ihtimali korkuttu. Yangın, protestocuların müdahalesiyle söndürüldü. Ben gözlerimle görmedim ama bir de iddia aktarıldı. Gezi Parkı girişindeki polisler eylemciler tarafından dövülüp, kovalanmıştı.. Ama bunu kanıtlayacak ne bir fotoğraf ne de videoya denk gelmedim.
Taksim'de özellikle polisin çekilmesi sırasında yaşanan olaylarda 63 polisin yaralandığı açıklandı. Valilik, çoğu Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nde görev yapan yaralı polislerin, tedavi için çevre hastanelere götürüldüğünü duyurdu.
Gezi Parkı'ndaki barikatlar eylemciler tarafından sökülüp alana giren yollarda barikat olarak kullanıldı. Gezi eylemleri ve müdahaleleri boyunca çok tepki çeken bazı haber kanallarının canlı yayın araçları tahrip edildi. Çevik kuvvet minibüsleri tahrip edildi. Araçtan çıkan bir makineli tüfek yetkililere teslim edildi.
Gezi Parkı girişinde toplam 2 konteyner, 3 otomobil ve bir otobüs yakıldı. Eylemciler konteyner, otomobil ve konteynırları polisin kaçarken yaktığını, polis de eylemcilerin yaktığını iddia etti. Elde bu yangınları çıkartanlara dair fotoğraf ya da video yok. Elde olan tek kanıt yani yangın çıkartanların fotoğrafları ve videoları Gezi Parkı'ndaki çadırları yakan sivillerin görüntüleriydi.
Mahşeri bir kalabalık vardı Taksim'de 1 Haziran 2013 günü.Taksim, Gezi, İstiklal, Sıraelviler, Harbiye, Tepebaşı, Tünel hınca hınç doldu. Taksim Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'nın hemen her noktasına farklı örgütlerin bayrakları, flamaları asıldı, Hemen her yere sloganlar yazıldı. Gece yarısına kadar Taksim’in çehresi değişti.
Şimdi hem Türkiye hem de Gezi Parkı için yeni bir süreç başlamıştı. Gezi Parkı'na yerleşen eylemciler günlerin yorgunluğunun, gazının, dayağının, şiddetinin yorgunluğunu atıyordu üzerinden. Bir şölen vardı pakta da meydanda da.
Ben de artık eve gidip bir duş alıp uyuyacaktım. Taksiye bindim. Şoför, "bitti mi abi" dedi. Yorgunluktan bayılmak üzereydim ama yine de yanıt verdim.
"Bu daha başlangıç"
Fotoğraf: Yalçın Çakır - Taksim, Gezi Parkı 01 Haziran 2013
Paylaşabilirsiniz;
Tweet