3 baba, 3 çağrı, 3 soru

Berkin’in babası, Burak Can’ın babasını aradı, başsağlığı diledi. Burak Can’ın babası Berkin’in babasına başsağlığı diledi. Polis Ahmet’in babasına her ikisi de başsağlığı diledi. Tüm babalar birbirine, “senin evladın, benim evladımdır” dedi.

3 baba, 3 çağrı, 3 ağıttı geriye kalan. Ne istiyordu evladı öldürülen bu 3 baba? 3 şey istedi bu 3 baba;

. Gerilim tırmanmasın.
. Yeni canlar yok olmasın.
. Ölülerimizi rahat bırakın.

Evlatlarını toprağa gömmüş 3 babanın çağrısına bir baba, üstelik de 3 çocuk da 3 çocuk diye tutturan bir baba yanıt verdi, kürsüden. 3 şey söyledi; misket dedi, karanfil dedi, illegal cellâtlar dedi… Birisine rahmet diledi, diğerini terörist ilan etti, bir diğerinin şehit olmasını eylemcilere bağladı. İyi de;

. Berkin’i misket mi öldürdü?
. Burak’ın kafasını karanfil mi deldi?
. Ahmet’in kalbini eylemciler mi durdurdu?

3 bakanın evladına gösterdiğiniz sevgi, hoşgörü ve sahiplenmeyi bu vatanın tüm evlatlarına göstermenizi beklemekle haksızlık mı ediyor insanlar? Ne yapsınlar? Katillerin bulunması, yargıya teslim edilmesi, adaletin herkes için işlediğinin görülmesi için ne yapmalılar?

. Beddua uzmanlarına mı havale etsinler çocuk katillerini!..
. Kare kare fotoğraf tarayıp kendileri mi bulsunlar tetiği çekenleri?
. Adaleti sokaklarda mı arasınlar?

Söyleyin, o zaman adalet adalet olur mu?

***

"Montajdır" der geçersin, aldırma Süleyman aldırma...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, “AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun sahibi olduğu şirketin 5 Eylül 2012 tarihinden 24 Şubat 2014 tarihine kadar olan dönemde Türk Hava Yolları’ndan ihale ve doğrudan alım temin yoluyla aldığı işler ve hizmetler bulunmakta mıdır?” diye sordu.

Ben de girdim arşive bir tarama yaptım. DP'de Genel Başkan'lık yapan daha sonra davet üzerine AKP'ye katılıp Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturan Süleyman Soylu'nun, AKP'ye geçmeden bir süre önce yaptığı konuşma çıktı karşıma.

"Her hafta da bir olmasa da iki haftada bir rahmetli Menderes'in anıt mezarını ziyaret ederim. Menderes sanki bana sorar, Süleyman nedir vaziyet? Ben de derim ki, başım öne eğik kudretli başbakanım. Sizi bu AKP hiç hak etmediği halde hem Tayyibin, hem de Özal'ın resminin yanına koyarak bayraklaştırdılar dedim. Başım öne eğik hiç bir şey söyleyemedim."

Vay beee...

Tayyip Erdoğan'ın resmi, merhum Menderes'in resminin yanına asıldı diye başını öne eğmiş Sayın Soylu... Üstelik "hiç hak etmediği halde" asmış AKP oraya o resmi. Üstelik AKP diyor, Sayın Soylu. Yani Ak Parti değil, AKP... Üstelik sayın mayın da yok. Doğrudan, "Tayyip" diyor, bu ülkenin Başbakanı'na!..

Peki dün Başbakan Erdoğan'dan, "Tayyip" diye söz eden ve onun yüzünden başını öne eğdiğini söyleyen Süleyman Soylu, AKP'ye geçince neler demiş aynı lider için?

"Tayyip Erdoğan Türkiye'nin ilelebet, ezeli ve ebedi başkanıdır..."

Ne demeli bu duruma karşı?

Başın öne eğilmesin, aldırma Soylu aldırma. "Montajdır" der geçersin, aldırma Süleyman aldırma...

Not; Sayın Soylu, çok merak ediyorum. Lütfen yanıtlar mısınız? Hala gidiyor musunuz rahmetli Menderes'in mezarına? Gittiğinizde size sorunca; "Süleyman nedir vaziyet?" diye ne yanıt veriyorsunuz rahmetli Menderes'e?

***

Metroların ve ülkenin güvenliği...

Metroda bıçaklı, silahlı 2 kişi Berkin'in cenazesinden dönenlere saldırdı. 1 kişi yaralandı. Sonra o şahıslardan bir tanesine ait olduğu iddia edilen, elinde torbayla bir siyasi partinin önünde dikilirken çekilmiş bir fotoğraf düştü sosyal ortama. MHP değil o parti hemen hatırlatayım. CHP’de değil. BDP, HDP, HEPAR, İP, SP, TKP de değil…

Çevre eylemi yapanlara terörist diye bağırıyorsunuz. İnsanları alevi, ateist, komünist, inançlı, dinsiz diye ayırıyorsunuz. Hak arayanları çapulcu, tencere çalanları bölücü diye aşağılıyorsunuz. Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyoruz diyerek halkı ikiye ayırıyorsunuz. 
Bu gerginlikten kimseye bir yarar çıkmaz Sayın Başbakan. Kısa vadede sandığı doldurursunuz belki ama uzun vadede kin, nefret, ayrışma dolar bu ülkenin hücrelerine. Bölmeyin birleştirin, kanatmayın iyileştirin. Kırmayın, barıştırın. Unuttunuz mu, Mahmud Abdülbâki’nin, Muhteşem Süleyman devrinde yazdığı o şiirin dizlerini?

“Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş...”

Öyleyse neyin hırsı, neyin öfkesi, neyin şamatasıdır bu?

***

Bir soru bir yanıt;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal7 ve Ülke TV ortak yayınına konuk oldu.

Ersoy Dede; Sızdıranlarla ilgili bir soruşturma var mı?

Başbakan; Bu kurumların yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Dizayn gerekiyor.

Yani, dinlemeleri sızdıranlara karşı bir soruşturma var mı, yok mu? Merakla bekliyorum. Sayın Başbakan, “bana hakaret ediyorlar” diyor. Kılıçdaroğlu diyor, paralel diyor. Dizayn diyor, ısrarla… Dur bakalım, ne çıkacak bu dizaynın arkasından?

***

Hu huuu. Duyuyor musunuz?;

CHP Beyoğlu Belediye Başkanı Adayı Aylin Kotil, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya Twitter'dan çağrı yaptı;

“Az önce Hacı Ahmet mahallesindeki seçim ofisimizin bahçesine ses bombası atıldı.”

Unutma haa…

“Oy pusulasının üzerine sakın haaa Esma yazma…”

Yüzde 50’nin zekasına bundan büyük övgü olabilir mi?

“İnadına Esma, inadına Mısır…”

Mart. 18, 2014

Karşı Gazete

NETWORK

Bumerang - Yazarkafe

Flickr