Merhaba ve hoşçakalın
Ben, bildiğiniz, tanıdığınız Yalçın Abi... Hani şu reality şovlarla ünlenen Yalçın Abi... 35 yıllık gazeteci, televizyon sunucusu, kitap yazarı, fotoğrafçı ve şimdi de köşe yazarı...
Siz okurlara, "merhaba" derken aslında "hoşçakalın" diyor usum. "Merhaba" saygıdan, "hoşçakalın" her an, ceketimi alıp gidecek kadar beklentisiz, bağımsız ve özgür olduğumdan.
Bu köşede yazacağım yazılarda kimse benden şuculuk, buculuk beklemesin, aramasın, boş yere yorulmasın. Ben sadece, gerçeğin peşindeyim.
Bir tek düsturum var;
"Gazetecinin cüzdanı değil, telefon rehberi kalın olmalı..."
Gerisi bir kefen, 2 parça pamuk… O kadar…
Yazdığım gazetenin adı, Karşı. Peki ama ben neye Karşı'yım?
. Güç bende, ezerim, yakarım, yıkarım, yaparım, değiştiririm diyen; seçilmiş, atanmış, dayatılmış, pompalanmış, parlatılmış, kendini kaybetmiş, nereden geldiğini unutmuş, kurulmuş ve kullanılmış tüm güç odaklarına KARŞIYIM.
. Gerçekleri çarpıtan, gizleyen, değiştiren, üstünü örten, görmezden gelen, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyen tüm meslektaşlara ve diğerlerine KARŞIYIM.
. Kadına şiddete, çocuk istismarına, cinsel tacize-tecavüze, ibne, travesti, transseksüel, lezbiyen, gay, biseksüellere yönelik, şiddet ön yargı ve aşağılamalara KARŞIYIM.
. Savaşa, şiddete, din istismarına, emperyalizme, faşizme, kapitalizme, feodalizme KARŞIYIM.
. Yönetici zulmüne, emek sömürüsüne, nüfuz baskısına, erkek egemenliğine, ırkçılığa, negatif ayrımcılığa KARŞIYIM.
. Dünyayı paylaştığımız canlılara karşı her türlü zararlı eyleme, girişime KARŞIYIM.
Neden KARŞI’dayım?
. Kadrodaki gençlerin, “Özgür”, “Bağımsız”, “Tarafsız”, “Gerçek” bir gazete özlemlerini gözlerinde gördüğüm için KARŞI’dayım.
Peki bunlar olmazsa ya da zamanla değişirse ya da ben yanılmışsam ne olur?
Ahmet Kaya’nın en sevdiğim şarkısını değiştirerek yanıtlayayım;
“Köşeme sıkar giderim…”
***
Dönek Yalçın Çakır…
Türban eylemleri sırasında dönemin medya yaklaşımına göre ezber bozan bir çıkış yapıp, “ikna odalarına” girmeye zorlanan 2 başı örtülü öğrenciyi programıma konuk almıştım. Anında, "dönek" ilan edildim. Hemen ardından başı örtülü bir öğrenci, eylemde şiddet görünce "neredesiniz ey insan hakkı örgütleri ve savunucuları? 1 Mayıs'ta devrimci, emekçi şiddet görünce insan haklarına aykırı da, başı örtülü kız şiddet görünce insan haklarına aykırı değil mi" diye sordum. "Katmerli dönek" ilan etti, ortama göre saf tutan bazı aydıncıklar. Ulucanlar, Buca, Metris cezaevlerinde devlet eliyle yapılan katliamlara karşı yayın yapınca da, "vatan haini dönek" yaftasını asmışlardı boynuma, dönemin “hikmet sahibi” abileri. Sonra, işkencede felç bırakılan bir sosyalisti yayına çıkarttım. Seneler sonra öğrendim, işten atılmamı istemiş şimdi emekli olan bakanlık bürokratları.
Şimdi de "şerbetli vatan haini katmerli dönek" ilan edenler çıkacaktır ama sormadan, sorgulamadan edemeyeceğim;
. AKP'ye; Yasadışı ya da yasal yollarla elde edilmiş ve üretilmiş her türlü materyali siyasi amaçla kullanmaktan kaçınmamak ancak aynı oyun kendisine oynanınca paralel bağlantı senaryolarına sığınmak için biraz geç değil mi?
. CHP'ye; Yasadışı ya da yasal yollarla elde edilmiş “özel” konuşma kayıtlarını deşifreler halinde açıklamak kişilik haklarına, demokrasi inancınıza, karşı çıktığınız değerlere tezat ve çok ama çok tehlikeli değil mi?
. MHP'ye; Özel hayatları, ilişkileri gizli kameralarla kaydedilip, insan içine çıkamaz hale getirilen dava arkadaşlarınızı yalnız bırakırken şimdi yasal ya da yasa dışı dinlemelere dayanarak muhalefet yapmak ilkelerinize, etik değerlerinize ters değil mi?
. CEMAATCİ OLDUĞU İDDİA EDİLENLERE; Yasadışı dinlemelerle elde edilen ve üretilen kayıtlarla delil oluşturmak, insanların hayatını karartmak, zindanlarda çürütmek günah değil mi?
***
Korku İmparatorluğu…
Sokakta kimi görsem, kiminle karşılaşsam aynı konu;
“Abi dikkat et. Köşe yazacaksın. Dinlerler, öperler sonra…”
“Babaaaa, kolla kendini, sen Yalçın Abi’sin. Evine gelir, çocuk pornosu videosu izliyormuş diye dvd’yi çakarlar dosyana. Aman haaa…”
“Telefonla konuşma ha… Herkesi dinliyorlar. Burayı da dinliyorlar mıdır lan?”
Yaaa. Taa sizin… Ne tadımız kaldı ne de tuzumuz. Ağız tadıyla konuşamayacak, dedikodu da yapamayacak mıyız?
Ne hale geldik be… Hale bak. Ardı ardına patlayan bant deşifreleri, dinlemeler, sızdırmalar. Düşünsenize, Başbakan’ın taa Fas’tan yaptığı konuşmayı kaydetmişler, sızdırmışlar, patlatmışlar. Şimdi diyorlar ki, “Sen kimsin oğlum. Seni havada, karada dinlerler…”
Bunun adı, “Korku İmparatorluğu…”
Çok tehlikeli, çok sakıncalı, çok ters tepecek bir silah. Olmamalı, savunmamalı, bu kayıtları ne amaçla olursa olsun yapanların amacına hizmet etmemeli…
İyi de dinleyen kim?
“Parelel devlet!..”
Kim bunlar?
“Kaydırdık abi…”
Kardeş kimi, nereye kaydırdınız?
“Yane, yerlerini değiştirdik…”
İyi de yerlerini değiştirince suç varsa ortadan kalkıyor mu?”
“Tısss…”
Yiyim sizin kaydırmanızı!
Suç varsa, kanıt varsa, tanık varsa, belge varsa, bilgi varsa yargılarsın, yerini cezaevi yönüne kaydırırsın. Yoksa, inançları ve inanç üstüne kurulmuş yapıları söküp atamazsınız beyinlerden…
Usta’ya, acizane tavsiyem;
“En iyi savunma, saldırıdır. Eyvallah ama; çevreni de temizle acilen…”
***
Son söz;
Karşı Gazetesi’ni çıkartmak için haftalardır, gece gündüz emek veren kardeşlerime;
"Dayan yüreğim dayan, bu soluk bu yokuşu da aşar..."
Derdi babam…
Yüreği her yokuşu aşmaya yetenlere selam olsun.
Şubat. 11 2014
Karşı Gazete
Tweet