Ve Ajdar jüride!..
Memleketin medar-ı iftiharı Ajdar kardeşimiz
sonunda müzikal ve fikri kabiliyetlerinin
zirvesine ulaştı ve bir yetenek yarışmasında
jüri koltuğuna oturdu. Artık Marduk'u filan
beklemeye gerek yok. Bence bundan daha
büyük bir "kıyamet alameti" olamaz!..
Geçen hafta Flash TV'deki "Her Cevhere Bir Altın" yarışmasında "patlama yapan" Vanlı Müslüm'den söz etmiş ve onu televizyon programımıza da taşıyarak, "Yeni Ajdar vatana, millete hayırlı olsun" diye anons etmiştik.
Bizim bu nitelendirmemiz, programın yapımcısı sevgili dostum Yalçın Çakır'a da ilham vermiş olmalı ki bu hafta yarışmanın jüri üyeleri arasına Ajdar'ı da kattı. Ajdar benim Müslüm'ü kendisine benzetmeme içerleyerek, "Bu benzetmeyi yapanları kınıyorum" dedi. Olsun, bizi kınayacaksa Ajdar kınasın!..
Zira bu memleketin televizyonlarının daha çoook Ajdar'a ihtiyacı var. Bir de yetmez iki tane, iki de yetmez 200 tane, ver Allahım ver!.. Bu arada cumartesi günü canlı yayınlanan "Her Cevhere Bir Altın", televizyon tarihimize geçecek sahnelerle bezeliydi.
Hepsini tek tek burada anlatmaya sütunlar yetmez. (Nasipse, bu haftaki "Medyatik"te uzun uzun irdeleyeceğiz) Ama şu kadarını söyleyeyim ki, final sahnesi "şapka uçurtacak" cinstendi.
Finale bizim Müslüm ile beraber üç de başörtülü hanım kaldı. Onlardan biri olan Burcu'dan jüri yeni bir performans istedi. Burcu, başörtüsü ve mutaassıp kıyafetiyle öyle bir göbek atıp, kalça titretti ki, değme dansözlere taş çıkarttı. Burcu daha sonra "özel nedenlerle" yarışmadan ayrılmak istediğini beyan etti.
Yarışmanın koordinatörü ve jüri üyesi Yalçın Çakır o özel nedeni şöyle açıkladı: "Burcu kardeşimizin bu yarışmaya katılmasını uzman psikiyatrı önerdi. Zira bu yarışmaya katılıp, şarkıcılık isteğini dışa patlatmasaydı, psikolojik açıdan çok daha tehlikeli durumlarla karşılaşabilirmiş. Bu nedenle kendisini yarışmamıza aldık..."
Aman ki ne aman... Eğer açıklama doğruysa -ki ihtimal vermek istemiyorum- memleketin psikiyatrları artık "yarışmaya katılmayı", danışanlarına "ilaç" olarak önerecek hale gelmişler. Yetenek yarışmasında mücadele etmenin "rehabilitasyon" yerine geçtiği bir ülkede, insan bir televizyon yazarı olarak akıl sağlığını nasıl korur?
Sen ekmek parası için her gün 15 saat ekran karşısında duran şu garip kuluna yardım et Allahım!..
.Yazıya bağlantı; Sabah Gazetesi