Yalçın Çakır kimi ağırlıyordu?

TRT'nin haberi spikerine yapılabilecek en büyük kötülük şu cümle olabilirdi; "İstanbulda kar kâbusu"... Evet bu cümleyi bulan ve metne koyan arkadaşı kutluyorum. Kar ve kâbus gibi iki muhteşem kelimeyi yanyana getirerek "Bu köşe kış köşesi, bu köşe yaz köşesi" esprisi mi yakalanmak istendi? "A"ların şapkaları bir kar, bir kâbus üzerinde dolaştı durdu..

ZİYA Kaptan ile Ahmet Çakar arasındaki unutulmaz diyaloglar pazar gecelerini süslüyor. Ahmet Çakar makineli tüfek gibi konuşuyor. Ziya Kaptan dayanamıyor; "Baba bi ara ver de leblebi çekirdek satalım" diyor... Yine Ziya Kaptan bir konu ile ilgili olarak "Bu kadar derinlere gitme" diyor Çakar'a. Ahmet Çakar "Kaptan, ben diplere giderim yosunlara giderim" cevabını veriyor... 

KİM demiş bu ülkenin televizyonları renksiz, ruhsuz diye? Kaşarlı var, sucuklu var, döner var, sosisli var bizim TV'lerde... ATV'de "emekli futbol yöneticileri"nin sohbeti muhteşemdi.

Mesaj TV'de Haydar Baş hocamızın eşliğinde konuşulan konu, Diyanet İşleri Başkanı'nın kurban ile ilgili sözleriydi.

Flash TV'de ise Yalçın Çakır eve kuma getiren kocası tarafından kovulan genç kadını ağırlıyordu. Daha ne olsun. Sonra "Susma Konuş"ta (TRT 1) eğitim - öğretim konusu vardı. Sağdan soldan renkli konuklar mevcuttu. Pazartesi gecesi zaten malum dizilerimiz var. "Kınalı Kar" da o hafif aşağı doğru inen, Emrah'ı Emrah yapan kaşları bir daha gördüm. Acıların çocuğuyken de öyle bakardı şimdi de. 

CEM Yılmaz'ın eline kimse su dökemez. Reklamı muhteşem. Bu vesile ile Yılmaz magazincileri memnun ederek her kanalda ve alanda fikirlerini söylemeye başladı. Bu kadar ayrı gayrı tabii ki fazla oluyor. Konuşabilir Cem Yılmaz bir müddet daha. 

ATHENA'nın parçası tam da onları tarif eden, alışılagelmiş tarzlarından bir örnek. Aday parçalarından biri için "rock" demişler, okudum da... Yani her alanda herkes uzman ya! Gitar sesi duyunca rock oluyor anlaşılan. Benim tahminim "For Real", ilk beşe girer Eurovision Şarkı Yarışması'nda.